Prof. Dr. Şener Dilek - Muhâkemat - 30 - Sh51 - Lâkin Bu Hal Büyük Bir Derstir

submitted by Mehmet ER on 02/18/18 1

Risale-i Nur Dersleri Yeni videolarımızdan haberdar olmak için “ABONE OLUN” yazan butondan kanalımıza abone olmayı unutmayın. Videolarımızın daha fazla kişiye ulaşması için videoyu beğenip paylaşabilirsiniz. Prof. Dr. Şener Dilek - MUHÂKEMAT, Bediüzzaman Said Nursi Kayıt tarihi: 12.03.2017 Yer: İstanbul, Pendik --- DERS NOTLARI --- 03:49 cahil dost, *en büyük karanlık küfür sonra cahalettir *"cennette komşum cahil olsa ben narı tercih ederim" *cahalet, taassup, tarafgirlik, iltizam, ölçü ve denge yok 06:15 müslüman kafirede adaletli olmalı 09:56 kendi kafasındaki islam anlayışı 12:36 sıdk, doğruluk *itikadda doğruluk, fikirde, hayata bakışta, kelam, göz, kulak, el, ayak da doğruluk 14:56 "biz islamı ikrar edemiyoruz ama Abdulkadir Geylaniyide inkar edemiyoruz" 15:59 peygamberlerin herşeyi harukulade ve mucize değil, bu sünnetullah kanunu 21:00 sünnetullah kanunlarına iaat etmek lazım *itikad dairesi ile esbab dairesini birbirine karıştırmak, hükümleri ayrı *Allah herşeye kadir amma hakimdir, soğukta yatmak, öldürmeyen Allah öldürmez *Haşa Peygamberimiz sünnetullah kanunlarını bilmiyor mu? , avamperestlerin abartıları 24:48 Hariri isimli alim, görünüşüne bakan avamperestler 27:01 hatıra- "senin neren profesör" - hayalindekiyle karşılaşamayınca infial 29:39 peygabmerler niçin mucize göstermiş? 30:34 mucize nedir? sünnetullah kanunlarının irade-i ilahiyele kırılmasıdır 31:25 imtihan perdesi, *peygamberlerin herşeyi harika olsa imtihan sırrı bozulur Ebu bekir ile ebucehil farkı olmazdı *ayın yarılması mucizesi ani ve def-i, 38:57 hadislere ilave ve eksiltme, ilave daha tehlikeli 43:56 Musa as. bakmış bir adam deyneğim sopam diye namaz kılıyor su ütünde yürüyor -hurafe bir tahtip amaçlı, israiliyat --- OKUNAN BÖLÜM --- Lâkin bu hal büyük bir derstir. Beni ikaz etti ki: Cahil dost, düşman kadar zarar verebilir. Öyle ise şimdiye kadar yalnız düşmanın tarafına bakıp eldeki elmas kılınçla onların tefritlerini kırardım; fakat şimdi mecburum: Öyle dostların terbiyeleri için, onların avamperestane ve ifratkârane olan hayalâtlarına, o kılıncı bir derece iliştireceğim. Eğer çendan böyle şahsî şeylerin böyle mebahisatta zikirleri lâzım değildir. Fakat şahsiyette kalmadı. Medreselerin hayatlarına taalluk eder bir mes'ele-i umumî hükmüne geçti. O zahirperestler emin olsunlar ki, sa'yleri beyhudedir. Şimdiye kadar böyle avamperestane safsatalar ile bizi cahil bıraktılar. Bundan sonra bizi cahil bırakmakla cehlimizden istifade etmek istiyorlar. Olmaz ve olamaz; medreseler hayatlanacaktır vesselâm... Hem de zahiriyyunun efkârını teşviş eden ve hayalâtını intizamdan çıkaran sıdk-ı enbiyanın delaili yalnız hârikulâdelerde münhasır olduklarını itikad etmeleridir. Hem de Peygamberimizin cümle hali veya ekseriyeti, hârika olmak itibar etmeleridir. Bu ise, vücud müsaade etmediği için mütehayyelâtları intizam bulamıyor. Halbuki böyle itikad; sırr-ı hikmet-i İlahiyeden ve hilkat-ı âlemde cârî olan kavanin-i İlahiyeye Peygamberlerin teslim ve ittibalarından gaflet, pek büyük bir gafletin neticesidir. Evet Peygamberimizin herbir hal ve hareketi, sıdkına delalet ve hakka temessüküne şehadet etmekle beraber, Peygamber de âdâtullaha ittiba' ve inkıyad ediyor... Makale-i Sâlise'de bu sırra tenbih edilecektir. Hem de hârikulâdenin izharı tasdik-ı nübüvvet içindir. Tasdik ise, zahir olan mu'cizatıyla, ekmel-i vech ile hasıl olabilir. Eğer hacetten fazla hârika olsa, ya abestir veya sırr-ı teklife münafîdir. Zira teklif, nazarî olan şeyde bir imtihandır. Bedihiyat veya bedahete yakın olan şeylerde edna, a'lâ ile müsavi olabilir. Veyahut cereyan-ı hikmetin sırrına teslim ve itaate muhaliftir. Halbuki Peygamberler herkesten ziyade ubudiyet ve teslime mükelleftirler. Ey şu perişan sözlerime nazar eden talib-i hak!.. Senin mahiyetinde ekilmiş olan müyulat, şu Oniki Mukaddeme'de sükûnuyla beraber cereyan eden şems-i hakikatın ziyasıyla, neşv ü nema bulup çiçekler açacaktır... Hâtime Seyyid olmayan seyyidim ve seyyid olan değilim diyenler, ikisi de günahkâr ve duhûl ile huruc haram oldukları gibi.. hadîs ve Kur'an'da dahi, ziyade veya noksan etmek memnu'dur. Fakat ziyade etmek, nizamı bozduğu ve vehme kapı açtığı için daha zararlıdır. Noksana, cehil bir derece özür olur. Fakat ziyade etmek, ilim ile olur. Âlim olan mazur değildir. Kezalik dinden bir şeyi fasl veya olmayanı vasletmek, ikisi de caiz değildir. Belki hikâyatın bakırları ve İsrailiyatın müzahrefatı ve teşbihatın mümevvehatı elmas-ı akidede, cevher-i şeriatta, dürer-i ahkâmda idhal etmek; kıymetini daha ziyade tenzil ve müteharri-i hakikat olan müşterisini daha ziyade tenfir ve pişman eder.

Leave a comment

Be the first to comment

Collections with this video
Email
Message
×
Embed video on a website or blog
Width
px
Height
px
×
Join Huzzaz
Start collecting all your favorite videos
×
Log in
Join Huzzaz

facebook login
×
Retrieve username and password
Name
Enter your email address to retrieve your username and password
(Check your spam folder if you don't find it in your inbox)

×