Risale-i Nur Dersleri Yeni videolarımızdan haberdar olmak için “ABONE OLUN” yazan butondan kanalımıza abone olmayı unutmayın. Videolarımızın daha fazla kişiye ulaşması için videoyu beğenip paylaşabilirsiniz. Prof. Dr. Şener Dilek - MUHÂKEMAT Kitabı, Bediüzzaman Kayıt tarihi: 30.10.06 Yer: İstanbul, Pendik --- DERS NOTLARI --- 10:06 Mübağlağada zirveler Zağaloğlu Rüstem ve iran efsaneleri Destanlarda yarı insan yarı tanrı mübağalaları 14:00 Türkiyede saysanız; 500 kutup 1000 gavs var 15:37 .. sen ise hayali Ziyâeddîni seversin Ticarette mübalağa; 22:42 abartmak mekruh 22:53 yalan haram Osmanlı ve sahabenin ticarethanesi=ibadethanesi olmuş sıdk,doğruluk,akit,temsil,rıza Ahirzamanda işlenen bir günahın büyüklüğü, mesajlarla,medya ile bir kalmıyor Tebliğ makamında olan hakim müdakkik olacak, maziderelerine götürmeyecek "Zorlaştırmayınız kolaylaştırınız" (Hadis meali) "Muhatabın fehmine göre konuşunuz" (Hadis meali) 51:34 "İnsanların fıtratları madenler gibidir" (Hadis meali) 52:19 Her istidatın seyr-i suluku, sidre-i müntehası vardır 54:02 Mutlak değer ve işleyen değer; işlenmeyen altundan dağ, işlenen demir madeni dağ 56:07 "Sen benim muhlas kullarımı saptıramazsın" şeytana verilen cevap 57:41 Allahın projesi; bal makinası-arı, insan projesi insan nasıl olurmuş göz kulak akıl 01:03:08 Bazı ibadetler ZAMANA bazısıda MEKANA tabidir 01:04:36 İmam Gazali; nafile hac yolunda bilerek sabah namazının farzını kılmayan için dönüş sonrası toplam nafile kazancı sabah namazının farz borcunu ödeyemez 01:06:46 "Ya Ali avam nafile ile yaklaşırken sen farzlarla yaklaş" (Hadis meali) 01:07:19 Kur'an okumak sünnet yaşamak farz ------------------ OKUNAN BÖLÜM ----------------- Yedinci Mukaddeme Mübalağa ihtilâlcidir. Şöyle ki: Beşerin seciyelerindendir, telezzüz ettiği şeyde meyl-üt tezeyyüd ve vasfettiği şeyde meyl-ül mücazefe ve hikâye ettiği şeyde meyl-ül mübalağa ile, hayali hakikata karıştırmaktır. Bu seciye-i seyyie ile iyilik etmek, fenalık etmek demektir. Bilmediği halde tezyidinden noksan, ıslahından fesad, medhinden zemm, tahsininden kubh tevellüd eder. Zira müvazenet ve tenasübden naşi olan hüsnü, مِنْ حَيْثُ لاَ يَشْعُرُ ihlâl eder. Nasılki bir ilâcı istihsan edip izdiyad etmek, devayı dâ'e inkılab etmektir. Öyle de hiçbir vakit hak ona muhtaç olmayan mübalağalı tergib ve terhib ile, gıybeti katle müsavi veya ayakta bevletmek zina derecesinde göstermek veya bir dirhemi tasadduk etmek hacca mukabil tutmak gibi müvazenesiz sözler, katl ve zinayı tahfif ve haccın kıymetini tenzil ediyorlar. Bu sırra binaen: Vaiz hem hakîm, hem muhakemeli olmalıdır. Evet müvazenesiz vaizler, çok hakaik-i neyyire-i diniyenin husufuna sebeb olmuşlardır. Meselâ: İnşikak-ı Kamer olan mu'cize-i mütevatire-i bahireyi, meyl-ül mücazefe ile, arza nüzul ile peygamberin cebine girip çıkmış olan ilâve, o güneş-misal mu'cizeyi Süha yıldızı gibi mahfî ve kamer-misal olan bürhan-ı nübüvveti münhasif ettiği gibi münkirlerinin bahanelerine kapılar açtı. Hasıl-ı kelâm: Her muhibb-i dine ve âşık-ı hakikata lâzımdır: Herşeyin kıymetine kanaat etmek ve mücazefe ve tecavüz etmemektir. Zira mücazefe kudrete iftiradır ve "Daire-i imkânda daha ahsen yoktur" olan sözü, İmam-ı Gazalî'ye dediren hilkatteki kemal ve hüsne adem-i kanaattır ve istihfaf demektir. Ey muhatab efendi! Bazan bürhanın hizmetini temsil de görüyor. Öyleyse bak nasıl elmas, altun, gümüş, rasas, hadîd ilh... herbirinin birer kıymet ve hâsiyet-i mahsusası vardır ve mütehaliftir. Öyle de: Dinin makasıdı, kıymet ve edillece mütefavittir. Birinin yeri hayal olsa, ötekinin vicdandır. Beriki, sırrın sırrındadır. Evet ticarette bir fels veya on para yerinde bir elmas veya bir altunu verse, nasıl sefahetine hüküm ve tasarruftan haczolunur. Aks-i kaziyye ile olsa, pek yerinde yuha işitecek. Ve tüccar olmaya bedel, hayyal bir maskara olduğu gibi.