2008 yılında Güney Osetya'nın bağımsızlığını ilan etmesi, Gürcistan'ın müdahalesi ve Rusya'nın da karşılık vermesiyle tırmanan gerilim ve bu gerilim ve çatışmaların savaşa kadar uzanması yine bir haber kameramanı tarafından anlatılıyor. Savaş sırasında orada görevli iki ayrı Türk ekibinin yolları tesadüfen zor koşullarda buldukları bir otelde kesişir. 4 gazeteci birlikte hareket etmeye karar verirler. 10 Ağustos sabahı birlikte yola çıkarlar, yola çıkarken de içlerine doğmuş gibi eksik ilkyardım malzemelerini alırlar ve kimsenin gitmediği ıssız yollardan bir haber bulmak ümidiyle ilerlerler. Yolun iyice ıssızlaştığı bir noktada yanlarından hızla 2 araç geçer, gürcü gücü müydü bu, birbirlerine söyledikleri son söz olur. Sonra ilk kurşun, Levent'in gözünü delip, Cumhur'un kamerasına çarpan ilk kurşun... Sonra diğerleri, sonra onlarcası, sonra belki yüzlercesi... Birbirlerine umutsuzluk içinde seslenirler, yaşıyor musun, iyi misin? Yaşamak, bir mucize, burada 4 mucize birden gerçekleşir, 4'ü de yaşıyordur, ama nasıl yaralılar mı iyiler mi kurşunlardan başlarını kaldırıp bakamazlar bile... Sonra, tekme tokat hastaneye götürülme, hakaretler, sorgular... Ve kaybedilen bir göz, kaybetmekten son anda kurtarılan bir göz daha... Tüyleriniz diken diken olarak izleyeceksiniz...