Avukat Abdurrahman Şeref Laç’ın kahramanlığını ağlayarak anlatan Kemal Ural Ağabey…

submitted by Mehmet ER on 10/28/23 1

AVUKAT ABDURRAHMAN ŞEREF LAÇ Risâle-i Nur davalarının fahri avukatlarından merhum Abdurrahman Şeref Laç, 1908 Prizren (Kosova) doğumludur. 16 Eylül 1982 tarihinde İstanbul’da vefat etmiştir. Abdurrahman Şeref Laç, Said Nursi ve talebelerinin 1948 Afyon mahkemesinde fahri avukatlığını yaptı. 1952 İstanbul Gençlik Rehberi davasına da girdi ve en uzun müdafaayı yaptı. Bu müdafaa Bediüzzaman’ın Tarihçe-i Hayat kitabında yayınlanmıştır. Daha sonraları başka Risale-i Nur davalarına da girdi. Allah rahmet eylesin. *** KEMAL URAL AĞABEY 1927 Erzincan doğumlu olan Kemal Ural, 1 Mayıs 2016 tarihinde İstanbul’da vefat etmiştir. Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesinden 1950 yılında Ziraat Yüksek Mühendisi olarak mezun olmuştur. Anadolu’nun muhtelif şehirlerinde görev yaptıktan sonra, 1980 senesinde İstanbul’a yerleşmiştir. Kemal Ural, 1956 senesinde Risale-i Nur’dan Sözler kitabını ilk defa yeni harflerle matbaada tab ettiren rahmetli Atıf Ural’ın ağabeyidir. Erzincan Lisesinde okuyan kardeşi Atıf’a, bir “Küçük Sözler” göndererek Risale-i Nur’u tanımasına vesile olmuştur. Kemal ağabey, Ege Bölgesinde nurlu hizmetleriyle tanınan, Bediüzzaman hazretlerinin “İmana fedakârane hizmet eden bir hanımın manzumesidir” takdimiyle, şiirini, “Hanımlar Rehberi”ne koyduğu Bolvadinli rahmetli Şahide Yüksel hanımın kızı Ülker hanımla evlidir. Kendisiyle görüşmemizde, beni çok sevindiren bir bilgiye de ulaştım; senelerden beri merak ettiğim bir ayrıntıyı öğrendim. Kemal Ural’ın Bediüzzaman Hazretleri ile beraber çekilmiş fotoğrafı… Üstad otomobilin içinde, Kemal Ural dışarıda, otomobilin camından görüşüyorlar… Kemal Ural, çok defalar Üstad Bediüzzaman Hazretleriyle ile görüşmüş ve dualarını almıştır... Evliliği de, Ülker Hanımın 16. talibi olarak, Üstad’ın izin vermesiyle gerçekleşmiştir. Çok dramatik iki hapis hayatı da vardır Kemal Bey’in… Ayrıca, sevap ve hizmet cihetinde zerrenin dağ, dakikanın seneler değerinde olduğu bir devirde, 60’ ihtilalının malum sıkıntıları içinde, 1962 yılında; o ağır şartları zorlayarak, “Şûle Dergisi”ni çıkarmıştır. Bu dergi arkadan gelenlere adeta öncü olmuş, kendisinden sonra çıkan birçok dergi için örnek teşkil etmiştir... Bunların anlatımı gelecek… Çalışmalarım sırasında en zor randevu aldığım, aldıktan sonra da beş saat boyunca evinden bizi ayırmadığı veya bizim ayrılamadığımız bir isim oldu Kemal Ural ağabey. Tam beş saat… Daha evvel hiç kimseye vermediği hatıraları hakkında, muhterem eşleri Ülker hanımefendi dahi, ‘evlatlarına bile bu kadar anlatmamıştı’ diyerek hayretini gizleyemedi… Biz Kemal ağabeyi, O da bizi çok sevmişti… Kemal ağabey, 2009 itibarıyla 83 yaşında, ilk defa hatıralarını anlatıyor ve bunları almak bize nasip oluyordu... Kapıyı çalıp karşılaştığımızda ‘Hastaydım, belim ağrıyordu, randevuyu neredeyse iptal edecektim’ diye söze başlayan Kemal ağabey; beş saat sonra biz ayrılırken heyecan ve neşe içindeydi… Aşağı indiğimizde 5. kat balkonundan ‘Ömerciğim!’ diye bağırıp kollarını kucaklar gibi açarak selam verişini unutmak mümkün değil… O sırada onu öyle görmek bizi de sevinçten uçuyordu adeta… Hakikaten biz, bu pırlanta kalpli adamı bir daha hiç ama hiç unutamadık... Ziyaretimizden birkaç gün sonra Kemal ağabeyle telefonla görüştüm. Bu hayret verici ziyareti kendisi de taaccüp ederek, aynen şöyle ifade etti : “Ömer kardeşim, nasıl gerçekleşti bu konuşma, hâlâ hayretteyim. Demek ki artık vakit gelmişti, belki de geçiyordu. Belki de sorumluluktan, bir vebalden kurtuldum. Bu gerçeği şu anda derinden yaşıyor ruhum...” Şunu özellikle belirtmek istiyorum: Kemal Ural ağabey, anlattığı her hatıranın her satırında kalp ve ruhunun derinliklerinden gelen hıçkırıklarla, çığlıklarla sarsıldı; coşkulu, heyecanlı, hisli ifadeleri, gözyaşlarıyla ıslandı. Bu söylediklerimde mübalağa yok kat’iyyen. O anlatırken hep ağladı, ağlattı. Zaten hitabesi çok kuvvetli… Bu nedenle, bir zamanlar yaşanmış olan bu hatıralar, karşıda ağlayan bir adam düşünülerek, heyecanla, ibretle, duyguyla okunmalı… Kemal Ural, kardeşi Atıf Ural ve kayınvalidesi Şahide Yüksel’i de anlattı. İlgili kısımlar, bu kitapta bulunan Atıf Ural ve Şahide Yüksel metinlerine dâhil edilmiştir. Kemal Ural’ın “İnançsızlığın Anatomisi” ve “Küçük Şey Yoktur” isimli yayınlamış iki kitabı bulunmaktadır. Kemal Ural ağabeyin hatıralarını yazıp bitirdikten sonra gerekli tashihatı yapması için kendisine gönderdim. Engin tevazusundan dolayı, benim önemli sandığım bazı kısımları metinden çıkarmıştır. Elbette, onu kıramazdık… Kemal Ural ağabeyin hatıraları Ağabeyler Anlatıyor Cilt-4 kitabından okunabilir.

Leave a comment

Be the first to comment

Email
Message
×
Embed video on a website or blog
Width
px
Height
px
×
Join Huzzaz
Start collecting all your favorite videos
×
Log in
Join Huzzaz

facebook login
×
Retrieve username and password
Name
Enter your email address to retrieve your username and password
(Check your spam folder if you don't find it in your inbox)

×