REFET BARUTÇU AĞABEY 1886 yılında İstanbul Beykoz’da dünyaya teşrif eden Refet Barutçu Ağabey, 2 Şubat 1975 tarihinde Ankara’da vefat etmiştir. Refet Barutçu 1906 senesinde İstanbul’da Harbiyeyi bitirip İşkodra’ya (Arnavutluk) teğmen olarak tayin edilir. Refet Bey, dilekçe vererek gönüllü olarak meşhur Yemen Savaşlarına katılır ve savaşta İngilizlere esir düşer. Esaretten döndükten sonra İstanbul Merkez Komutanlığı emrine Yüzbaşı rütbesiyle atanan Refet Bey, Cumhuriyet ilân edildikten sonra, zamanın hükumeti tarafından Yüzbaşı rütbesiyle 34 yaşında emekli edilir. Emekliliğinden sonra Çankırı İnhisar Müdürlüğü’ne tayin edilen Refet Bey, Ankara'nın başkent yapılmasından sonra mimar olan dayısıyla Türk Ocakları binasının inşaatında çalışır. Refet Bey, 1932 senesinde kalem reisi olan eniştesiyle Isparta’ya gelir. Isparta eşrafından Hacı Mülazım Efendinin kızı Kadriye Hanım’la evlenir. Refet Barutçu artık bir cihette Ispartalı olmuştur. Ve evlendiği sene olan 1933’de Bediüzzaman’ın Barla’da olduğunu duyar... Refet Barutçu, Bediüzzaman’ı İstanbul Harbiye’de talebeyken “Eski Said” olarak Beyazıt Camii’nde görmüş ve hayran kalmış, fakat yanına yaklaşıp konuşamamıştır. Onu bir türlü unutamaz. Hayranı olduğu adamın Barla’da olduğunu duyunca, heyecanla ziyaretine gitmeye karar verir. Bediüzzaman’ın sıkı takip altında olduğunu, görüşmenin riskli olduğunu söylerlerse de O, Kayınpederi Mülazım Efendi ve üvey oğlu Bedrettin ile beraber Üstad’ı ziyaret eder. Bu ziyaretler devam ederken Üstad Hazretleri 1934 senesinde Barla’dan Isparta’ya Şükrü (İçhan) Efendi’nin şehir dışındaki bağ evine taşınır. Refet Barutçu’nun Bediüzzaman’la asıl beraberliği işte bu evde olmuştur. Lâhika mektuplarında, “Hüsrev, Re’fet, Rüşdü” şeklinde üçlü imza ile çok sayıda mektup vardır. Bunun sebebi; Hz. Üstad 1934 senesinde Barla’dan Isparta’ya nakl-i mekân edince bu üç ağabeyimizin, Hz. Üstad’ın telif ve tebyizi sırasında devamlı olarak yanında bulunmalarındandır. 16. Lema’dan, 26. Lem’a’nın sonuna kadar olan kısımlar bu evde telif edilmiştir. O senelerde Refet Barutçu Ağabey, “Yirmi Altıncı Lem’a/İhtiyarlar Risalesi” gibi bazı risalelerin ilk müsevvidi olma şerefiyle şereflenmiştir. Refet ağabeyin bir hususiyeti de, ilmî sualleriyle çok meselelerin izah ve tashihine vesile olmasıdır. “Dünya öküzle balık üstünde midir…” gibi suallerin sahibidir. Lem’alar kitabı Onun sualleriyle doludur… Bediüzzaman’ın Yeni Said döneminde üç hapis hayatı vardır. 1935 Eskişehir, 1943 Denizli ve 1948 Afyon… Bediüzzaman’ın bu üç büyük mahkemesi ve üç hapishane hayatının üçünde de sadece iki ağabeyimiz bulunmuştur. Refet Barutçu ve Hüsrev Altınbaşak... Hz. Üstad’ın vefatından sonra 60’lı yıllarda İstanbul Beşiktaş Vişnezade Camii’nde fahrî imamlık yapan Refet Ağabey, ömrünün son senelerini Ankara’nın Cebeci semtindeki kızının evinde geçirmiştir. 2 Şubat 1975 tarihinde vefat eden Refet Ağabey, Ankara Karşıyaka kabristanında medfundur. *** Refet Barutçu ağabeyi tanıma şansını, 1969 senesinde Ankara’da talebelik hayatımın başladığı yıllarda nail oldum. Bayram Yüksel ağabeyin yerleştirdiği muhtelif dershane-i Nuriyelerde kalıyorduk. Beraber kaldığımız Ahmet Vehbi Ünlü, Eşref Özyalvaçlı, Hacı Biner, Celal Sayman, Abdülaziz Dinlen gibi kıymetli kardeşlerimizle birlikte hemen her hafta sonunda Refet ağabeyi dersanemize getiriyor, istifadeye çalışıyorduk. Refet Ağabey Cebeci semtindeki kızının evinde kalıyordu. O sırada 90 yaşına girmek üzereydi. Kulaklarının ağır işitmesi, gözlerinin zayıflaması dışında ciddi bir rahatsızlığı yoktu. Konuşması, hafızası, şuuru pırıl pırıl apaçıktı. Bu beraberliğimiz dört sene devam etti. Bendeniz de ilk defa hatıra kaydetme merakımı Refet Ağabey ile keşfetmiş oldum ve onunla başladım. Diyebilirim ki, O vesile oldu bu çalışmalarımın ortaya çıkmasına... Ömer Özcan Refet ağabeyin çok kıymetli hatıraları, Ağabeyler Anlatıyor cilt-1 kitabından okunabilir.