Mesnevi-i Nuriye Dersleri - 41 : Hubâb - 5.Ders | Prof. Dr. Şener DİLEK ile Marifet Nurları

submitted by Mehmet ER on 09/19/23 1

📌 Prof. Dr. Şener DİLEK ile Marifet Nurları 💥#MESNEVİİ​​​​​​​​ #NURİYE​​​​​​​​ #DERSLERİ​​​​​​​​-41 #HUBÂB​​​​ - 5.DERS 📕Risale-i Nur Külliyatından Mesnevi-i Nuriye 🖋️Müellifi: Bedîüzzaman Said Nursi ✒️Mütercimi: Abdülmecid Nursî __________ Hubab Kur'an-ı Hakîm'in ummanından ....... İ'lem ey gafletli, sağır ve kör olarak zulmetler içinde esbaba ibadet eden ahmaklar! Cenab-ı Hakk'ın vücub-u vücud ve vahdetine, kâinatın mürekkebatı ve zerratının elli beş vecihle yaptıkları şehadetlerin bir vechini yazacağım. Şöyle ki: Eşyanın icadı, ya nefislerine veya esbaba olan isnadı, hayret ve istiğrabı mûcibdir. Bu da red ve inkârı icab eder. Bu dahi dalaletleri intac eder. Bu ise ızdırabat-ı ruhiye ve teşevvüşat-ı akliyeye sebep olur. Bu da ruhları ve akılları firar ettirmekle Vâcibü'l-vücud'a iltica etmeye mecbur eder. Zira her müşkülat, onun kudretiyle hallolur. Ve açılmaz düğümler, onun iradesiyle açılır. Ve kalpler onun zikriyle mutmain olur. Bu hakikati şöyle bir muvazene ile izah edeceğim. Şöyle ki: Mevcudatın fâili –yani eşyayı vücuda getiren– ya vâcib ve vâhiddir veyahut da mümkin ve kesîrdir. Fâil, vâcib ve vâhid olduğu takdirde, ne külfet var ne de garabet var. Olsa bile vehmî olur. Esbaba isnad edildiği takdirde, külfet ve garabet vehmîlikten çıkar; kat'î ve hakiki bir şekilde tahakkuk eder. Çünkü kusur ve zafiyetten hâlî olmayan esbab-ı kesîreden hiçbir sebep, bir müsebbebi omuzuna kaldıramaz. Ve bir şeyin icadında gayr-ı mütenahî esbabın iştiraki lâzımdır. Mesela bal arısı, her şeyle alâkadar olduğundan eğer icadı esbaba isnad edilirse semavat ve arzın iştirakleri lâzımdır. Maahâzâ kesretin vâhidden sudûru, vâhidin kesretten sudûru kadar zahmet değildir, daha kolaydır. Mesela, bir kumandanın efrad-ı kesîreye verdiği intizam ve yaptırdığı işleri; o efrad-ı kesîre, kendi başlarına büyük bir müşkülattan sonra yapabilirler. Maahâzâ icadın esbaba isnadında lâyüad külfet, garabet olmakla beraber pek çok muhalata zemin teşkil ediyor: 1- Her bir zerrede Vâcibü'l-vücud'un sıfatlarının farzı lâzımdır. 2- Uluhiyette gayr-ı mütenahî şeriklerin iştiraki lâzım gelir. 3- Her bir zerrenin hem hâkim hem mahkûm olması lâzım gelir. Kubbeli binalarda birbirine dayanmakla düşmekten kurtulan taşlar gibi. 4- Şuur, irade ve kudret gibi sıfatların her zerrede bulunması lâzım gelir. Çünkü hüsn-ü sanat bu sıfatları iktiza eder. Şu hakikati izah için birkaç misal söyleyeceğiz: Birincisi: Şems şeffafiyet sırrına binaen, şişelerin zerrelerinde, arzın denizlerinde, semanın seyyarelerinde müsavat üzerine tecelli eder. İkincisi: Mukabele sırrına binaen, merkezdeki bir lambanın daireyi teşkil eden âyinelere nisbet-i in'ikası birdir. Üçüncüsü: Nurdan veya nurani bir şeyden tenevvür etmek ve ziya almak hususunda, bir ile bin birdir. Nuraninin iktizası öyledir. Dördüncüsü : Muvazene sırrına binaen, hassas bir terazinin iki kefesinde iki ceviz veyahut iki güneş bulunsa, hangi kefesine bir şey ilâve edilirse o aşağı iner; ötekisi havaya kalkar. Beşincisi : Büyük bir sefine ile gayet küçük bir sefineyi sevk ve tahrik hususunda fark yoktur. Kaptan, ister bir çocuk olsun ister büyük olsun. Çünkü intizam vardır. Altıncısı: Hayvan-ı nâtık gibi bir mahiyet-i mücerredenin küçük ve büyük efradına nisbeti, birdir. Hülâsa: ... ... Elhasıl: Hayatî, vücudî, nurani şeylerin icadında üç nokta var: Birinci Nokta: Kudretin umûr-u hasise ile zâhiren mübaşereti görünmemek için perde olmak üzere esbab vaz'edilmiştir. İkinci Nokta: Hayat, vücud ve nurun, dışları gibi içleri de şeffaf olduğundan kesif perdeler hükmünde olan esbab vaz'edilmemiştir. Yalnız pek ince, nazik perdeleri andıran vesait varsa da altında dest-i kudret görünür. Üçüncü Nokta: Kudret-i ezeliyenin tesirinde, tasniinde külfet yoktur. Evet, bir incir çekirdeğinden kocaman bir incir ağacını ve ince bir sap ile koca bir kavunu bağlayıp çıkaran kudrete hiçbir şey ağır gelmez. Şöyle mu'cizatıyla malûm olan kudret sahibinin vücudu, zuhuru; kâinatın vücudundan, zuhurundan daha zâhirdir. Çünkü her bir masnû, kendi nefsine birkaç vecihle aynen delâlet eder. Fakat Sâni'ine hem aynen hem aklen çok vecihler ile delâletleri vardır. Ve hangi bir masnuun vücudu esbabdan istenilirse bütün esbab toplanıp birbirine yardımları olsa bile o masnuun benzerini yapamazlar. Risale-i Nur-Mesnevi-i Nuriye/90-92 ______________ #mesnevi​​​​​​​​ #nuriye​​​​​​​​ #dersleri​​​​​​​​ #hubab​​​​ #katrenin​​​​​​​​ #zeyli​​​​​​​​ #hatime​​​​​​​​ #reshalar​​​​​​​​ #reşhalar​​​​​​​​ #lemalar​​​​​​​​ #mukaddeme​​​​​​​​ #iman​​​​​​​​ #hizmet​​​​​​​​ #tebliğ​​​​​​​​ #teblig​​​​​​​​ #imana​​​​​​​​ #imanahizmet​​​​​​​​ #derindüşünce​​​​​​​​ #tefekkür​​​​​​​​ #kayyum​​​​​​​​ #derin​​​​​​​​ #düşünce​​​​​​​​ #irade​​​​​​​​ #ilahi​​​​​​​​ #delil

Leave a comment

Be the first to comment

Email
Message
×
Embed video on a website or blog
Width
px
Height
px
×
Join Huzzaz
Start collecting all your favorite videos
×
Log in
Join Huzzaz

facebook login
×
Retrieve username and password
Name
Enter your email address to retrieve your username and password
(Check your spam folder if you don't find it in your inbox)

×