Mesnevi-i Nuriye Dersleri - 45 : Hubâb - 9.Ders | Prof. Dr. Şener DİLEK ile Marifet Nurları

submitted by Mehmet ER on 09/19/23 1

📌 Prof. Dr. Şener DİLEK ile Marifet Nurları 💥#MESNEVİİ​​​​​​​​​​​ #NURİYE​​​​​​​​​​​ #DERSLERİ​​​​​​​​​​​-45 #HUBÂB​​​​​​​ - 9.DERS 📕Risale-i Nur Külliyatından Mesnevi-i Nuriye 🖋️Müellifi: Bedîüzzaman Said Nursi ✒️Mütercimi: Abdülmecid Nursî __________ Hubab Kur'an-ı Hakîm'in ummanından İ'lem eyyühe'l-aziz! İ'lem eyyühe'l-aziz! Hakaik-i imaniyeyi ispat için îrad edilen bürhan ve delilleri tetkik ederken, şu kocaman neticeyi bu zayıf, nahif delil intac edemez diye tenkidatta bulunma. Zira zafiyetiyle itham ettiğin o delilin sağında ve solunda bulunan takviye kuvvetleri ve kıtaları pek çoktur. Evet, İslâmiyet'in sıdkına delâlet eden şahitlerden, şehîdlerden, bürhanlardan, delillerden, emarelerden her birisi, o müdafaa meydanında arkadaşını himaye etmekle sıhhat raporunu imzalayarak sağlam olduğunu tasdik eder. O da onun ilmühaberine ehl-i vukuf olur. Çünkü hakaik-i imaniyede hedef sübuttur, nefiy değildir. Sabit olan bir şeyi gösterenlerin biri, bin gibidir. Zira sübutta gösterenlerin gösterme tarzları birbirine uygun ve muvafık olduğundan, her birisi ötekileri tezkiye ve tasdik etmiş olur. Nefiy cihetinde, nefyedenlerin şehadetlerinde tevafuk yoktur. Nefiylerine mütehalif esbab gösterirler. Bunun için şehadetleri birbirinin sıhhatine delil olamaz. Çünkü tevafuk yok. İ'lem eyyühe'l-aziz! Bazen bir şeye şiddetli muhabbet, o şeyin inkârına sebep olur. Ve keza şiddet-i havf ve gayet azamet ve aklın ihatasızlığı da inkâra sebep olur. İ'lem eyyühe'l-aziz! Hanzalenin çekirdeğinde hanzale ağacı mündemic ve dâhil olduğu gibi cehennemin de küfür ve dalalet tohumunda müstetir bulunduğunu, şuhudî bir yakîn ile müşahede ettim. Ve keza nasıl ki hurmanın çekirdeği, hurma ağacına hamiledir. Aynen öyle de iman habbesinde de cennetin mevcud olduğunu hads-i kat'î ile gördüm. Çünkü o çekirdeklerin ağaçlara tahavvül ve inkılabları garib olmadığı gibi küfür ve dalalet manası da tazip edici bir cehennemi, iman ve hidayet de bir cenneti intac edeceğinde istib'ad yoktur. İ'lem eyyühe'l-aziz! Tohum olacak bir habbenin kalbi yani içi delindiği zaman, elbette sümbüllenip neşv ü nema bulamaz; ölür gider. Kezalik ene ile tabir edilen enaniyetin kalbi, Allah Allah zikrinin şuâ ve hararetiyle yanıp delinirse büyüyüp gafletle firavunlaşamaz. Ve Hâlık-ı semavat ve arz'a isyan edemez. O zikr-i İlahî sayesinde ene mahvolur. İşte Nakşibendîler, zikir hususunda ittihaz ettikleri zikr-i hafî sayesinde kalbin fethiyle, ene ve enaniyet mikrobunu öldürmeye ve şeytanın emirberi olan nefs-i emmarenin başını kırmaya muvaffak olmuşlardır. Kezalik Kādirîler de zikr-i cehrî sayesinde tabiat tağutlarını târumar etmişlerdir. İ'lem eyyühe'l-aziz! Âlemde her şeyin yüzünde hikmet eserleri göründüğü gibi en uzak en geniş en ince kesretin tabakaları üstünde de hikmet, ihtimam eserleri görülmektedir. Evet, kesret ve tekessürün müntehası ve neticesi olan insanın sahife-i vechinde, cephesinde, cildinde, ellerinin içlerinde kalem-i kader ile pek çok çizgiler, hatlar, nakışlar, nişanlar yazılmıştır. Malûmdur ki insanın şu sahifelerinde yazılan o kelimeler, harfler, noktalar, harekeler, ruh-u insanîde bulunan manalara, maneviyatlara delâlet ettikleri gibi fıtratında kader tarafından yazılan mektuplara da işaretleri vardır. Arkadaş, insanın geçen sahifelerine kaderin yazdığı hâşiye, tesadüf ve ittifakın duhûlüne bir menfez bırakmamıştır. İ'lem eyyühe'l-aziz! Şu dünya hayatına muhabbetle müptela olan bazı insanlar, o hayatın vücuda gelmesinden maksat ve gaye, yalnız o hayata hizmet ve o hayatın bekası olup başka bir faydası olmadığını, yani Fâtır-ı Hakîm'in zevi'l-hayatta ve cevher-i insaniyette vedia olarak koyduğu bütün cihazat-ı acibe ve teçhizat-ı hârikanın, seriü'z-zeval olan şu hayatın hıfzı ile bekası için verildiğini zannediyorlar. Halbuki kaziye öyle olduğu takdirde, kâinattaki gayr-ı mütenahî nizamların şehadetleriyle, sath-ı âlemde görünen hikmet, inayet, intizam, adem-i abesiyete olan delil ve bürhanların, makûse olarak abesiyete, israfa, intizamsızlığa, adem-i hikmete delil ve bürhan olmaları lâzım gelecektir. Arkadaş! Şu dünyevî hayatın faydaları pek çoktur. O faydalardan, hayat sahibine –tasarruf ve hizmeti nisbetinde– bir hisse ayrıldıktan sonra bâki kalan gayeler, semereler Fâtır-ı Hakîm'e râcidir. Evet, insan ve insanın hayatı esma-i İlahiyenin tecelliyatına bir tarladır. Ve cennette rahmet-i İlahiyenin envaının cilvelerine mazhardır. Ve hayat-ı uhreviyenin hârika ve gayr-ı mütenahî semereleri için bir fidanlık veya bir çekirdektir. Risale-i Nur-Mesnevi-i Nuriye/102-103 ______________ #mesnevi​​​​​​​​​​​ #nuriye​​​​​​​​​​​ #dersleri​​​​​​​​​​​ #hubab​​​​​​​ #katrenin​​​​​​​​​​​ #zeyli​​​​​​​​​​​ #hatime​​​​​​​​​​​ #reshalar​​​​​​​​​​​ #reşhalar​​​​​​​​​​​ #lemalar​​​​​​​​​​​ #mukaddeme​​​​​​​​​​​ #iman​​​​​​​​​​​ #hizmet​​​​​​​​​​​ #tebliğ​​​​​​​​​​​ #teblig

Leave a comment

Be the first to comment

Email
Message
×
Embed video on a website or blog
Width
px
Height
px
×
Join Huzzaz
Start collecting all your favorite videos
×
Log in
Join Huzzaz

facebook login
×
Retrieve username and password
Name
Enter your email address to retrieve your username and password
(Check your spam folder if you don't find it in your inbox)

×